Tüm sindirim sisteminin iç yüzeyini döşeyen epitel hücreleri bulundukları yerde büyüyüp değişik çaplarda yumrular oluşturabilir. Bu yapılara genel olarak “polip” adı verilir. Polipler genellikle kalın bağırsakta (kolon) sık görülmekle birlikte günümüzde görüntüleme tekniklerinin gelişimi ile safra kesesinde polip tanısı daha sık konmaya başlamıştır.
Aileden gelen bağırsak polip hastalığı; ülseratif kolit ve bazı konjenital sendromlar gibi yüksek risk grubu olarak kabul edilmektedir. Bu kişilerin hekim takibinde ve kolonoskopik kontrollerini yaptırmaları gerekmektedir. Kolon kanserini fiziksel hareketsizlik, obezite, alkol, kırmızı et ve hayvansal yağların aşırı tüketimi tetiklemektedir. 50 yaşına gelen herkes kolonoskopik kontrolünü yaptırmalıdır. Erken teşhis ve doğru cerrahi müdahalenin hastalara uzun yaşam fırsatı verdiğini unutmamalıyız!..
Kolon kanserlerinin büyük bir kısmı başlangıçta polip denen iyi huylu bir ufak doku parçasından gelişir. Bu iyi huylu poliplerin bir kısmı zaman içerisinde kolon kanserine dönüşürler. Polipler küçük ve genellikle bir şikayete neden olmayan lezyonlardır. Bu nedenle düzenli kontrollerin kolon kanserinden korunmadaki önemi büyüktür. Unutmayalım ki karaciğere en sık metastaz yapan kanserler kolon kaynaklıdır!
Kolon kanseri tedavisinde başarı için erken tanı büyük önem taşır. Öncelikle hastalığa neden olan sebeplerin özellikle poliplerin araştırılması ve belirlenmesi, aile hikayesi ve genetik gibi faktörlerin dikkate alınması gerekir. Kolon kanserinin tedavisi cerrahidir. Tümörlü olan kısım cerrahi yöntemlerle çıkarılarak, barsak devamlılığı yeniden sağlanır. Kolorektal kanserlerde uygulanacak olan cerrahi; kitlenin boyutuna, yerleşim yerine, evresine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak planlanır. Bazen cerrahi öncesinde hastaların kemoterapi ve ısın tedavisi alması gerekebilir. Ameliyat sonrasında da lenf nodalarında tümör varlığına hastalığın evresine göre kemoterapiye ihtiyaç duyulabilir. Tüm bu yaklaşımlarla tümörün yayılması ve tekrarlaması en aza indirilir.
Kişinin vücudundaki sinyalleri takip etmesi, kolon kanserlerinin erken teşhisi açısından çok önemlidir. Makattan kanama olması en sık görülen kolon kanseri belirtisidir. Kanser bağırsağın makata yakın kısmında olursa kanama bariz olabilirken ince bağırsağa yakın olan başlangıç kısmından kaynaklanan kolon kanserleri, makattan daha çok gizli kanama ile kan kaybına yol açar. Belli başlı bulgular şöyledir:
Kolorektal kanserlerde öncelikli tedavi yöntemi cerrahidir. Cerrahi öncesi ve sonrası kemoterapi ve radyoterapi ihtiyacı, kanserin yerleşim yerine, boyutuna ve patoloji sonucuna göre multidisipliner bir yaklaşımla belirlenir.
Cerrahi tedavide özellikle kanserin muhtemel yayılım gösterme potansiyeli olan lenf nodlarının da tamamen alınması hedeflenir. Bu kanserlerde açık cerrahi yöntemler, laparoskopik (kapalı yöntemle cerrahi) ve robotik cerrahi tedavi yöntemleri uygulanabilir. Unutulmaması gereken bir konu da bu hastaların yaklaşık %50 in de hayatlarının bir döneminde karaciğer metastazının gelişebileceğidir. Bu nedenle hastaların ameliyat sonrası takip ve kontrollerini düzenli yaptırmaları çok önemlidir.